Sosyal Medya

Güncel

IŞİD Türkiye’de neyi hedefliyor?

Kilis'e yönelik artan roket saldırıları sonucu IŞİD'in Türkiye'yi hedef alan eylemleri yeniden gündemde. Basında ısrarla "Kilis'e roket düştü" ifadesi yer alsa da, yaşananlar sınır hattındaki bir çatışmanın basit bir yan etkisi değil. Peki, IŞİD roket vb. saldırılarıyla neyi hedefliyor?



IŞİD, Ocak 2014’ten beri Türkiye'ye yönelik farklı hedef, kapsam ve biçimlerde saldırılar gerçekleÅŸtiriyor. Ocak ayından bu yana ise Suriye’den atılan en az 45 roket mermisi sonucu 17 kiÅŸi hayatını kaybetti. Son saldırıların tesadüf olmadığı ise aÅŸikâr.

Peki, IŞİD neden Türkiye'yi hedef alıyor?

Türkiye, IŞİD'i 2013’te terör örgütleri listesine aldı ancak IŞİD'e karşı koalisyona AÄŸustos 2015'te katıldı. Bu tarihe kadar IŞİD'in Türkiye'yi doÄŸrudan hedef alan, farklı biçimlerdeki eylemlerinin sayısı 10 iken, koalisyona katıldıktan sonra eylem sayısı 24'e çıktı.

Serhat Erkmen


IŞİD'in Türkiye'ye yönelik karmaşık bir stratejisi var. Örgütün Türkiye'yi neden eylem alanı olarak belirlediği ve sürekli hedef haline getirdiğini dört ana başlıkta açıklamak mümkün.

Türkiye, IŞİD'e göre düşman bir rejime sahip

Türkiye halkının çok büyük bir kesimi Müslümanlardan oluşurken, laik ve demokratik bir rejime sahip olması, IŞİD tarafından düşman kabul edilmesinin en temel nedeni.

IŞİD, Türkiye'yi kendi medya organlarında “taÄŸut” olarak tanımlıyor ve açıkça düşman ilan ediyor. Siyasetçileri ve yöneticileri “mürted” olarak nitelendiriyor, laik ve demokratik rejimin Türkiye'deki Müslümanlar üzerinde baskı kurduÄŸunu ve onları küfre ittiÄŸini savunuyor.

Türkiye'nin Müslümanların çoÄŸunluÄŸu oluÅŸturduÄŸu diÄŸer devletlere örnek olarak gösterilmesi, onu sadece IŞİD'in kurmak istediÄŸi “Hilafet Düzeni”nin karşıtı kılmıyor aynı zamanda diÄŸerlerini de kendisine benzetme çabası nedeniyle önemli bir engel olarak haline getiriyor.

Tüm bu nedenlerle IŞİD, Türkiye'deki rejimin yıkılmasını uzun vadeli ve stratejik bir hedef olarak görüyor. Nitekim IŞİD’in yayın organı Konstaniyye dergisinin son iki sayısında, Türkiye'deki güvenlik güçlerini hedef alan yazıların ana ideolojik ve siyasi ekseni, rejimin ancak güvenlik güçleriyle ayakta durabileceÄŸi faktörüne baÄŸlanıyor.

IŞİD için Türkiye, Suriye ve Irak'taki çatışmalara dahil olmasa da önce kendi dar hedef alanında, sonra da nihai hedef coÄŸrafyasında “din dışı rejimi” ve örgütün ideolojisinin yayılmasını engelleyici niteliÄŸi itibarıyla hedef konumunda.

Türkiye, IŞİD'le savaşan koalisyonun bir parçası

Türkiye, IŞİD'i 2013’te terör örgütleri listesine aldı ancak IŞİD'e karşı koalisyona AÄŸustos 2015'te katıldı. Bu tarihe kadar IŞİD'in Türkiye'yi doÄŸrudan hedef alan, farklı biçimlerdeki eylemlerinin sayısı 10 iken, koalisyona katıldıktan sonra eylem sayısı 24'e çıktı.

2013'ten sonra Türkiye ve IŞİD'in birbirlerine yönelik tehdit algıları biçim ve boyut deÄŸiÅŸtirdi. Haziran 2014’te IŞİD'in Musul hamlesi, baÅŸlangıçta Türkiye tarafından Irak bazlı bir tepki olarak algılanmıştı. Ancak, örgütün hızla ilerlemesi ve yaratabileceÄŸi riskler Türkiye'yi bölgesel güçler ve büyük devletlerle IŞİD'le mücadele konusunda kısmi bir iÅŸbirliÄŸine itti.

Bu süreçte dahi, Türkiye'nin IŞİD ile doğrudan çatışmaya girdiği örnek çok sınırlıydı.

IŞİD, Türkiye'yi kendisine karşı bazı operasyonları yapmaktan alıkoymak ya da belli bir mesafede tutmak için belli eylemler yaptı. Musul Konsolosluğu baskını ve Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun kuşatılması gibi olaylar, IŞİD'in Türkiye'yi doğrudan çatışmanın dışına itme amaçlı eylemlerine örnek verilebilir.

Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki çatışmalara doğrudan dahil olması

Türkiye'nin Suriye'deki iç savaşın bir tarafı olduğu, kimsenin inkâr etmediği bir gerçek. Türk basını açıkça TSK'nin muhaliflerin önünü açmak ve IŞİD'e karşı ilerlemeyi sağlamak için ateş desteği verdiğini yazıyor. Üstelik bir süredir üst düzey yetkililer, Türkiye'nin IŞİD'le mücadele için yerel unsurları doğrudan desteklediğini kabul ediyor.

Özellikle, Ocak 2016'tan itibaren Halep'in kuzeyinde Türkiye'nin IŞİD'le savaÅŸan muhalif gruplara verdiÄŸi destek örgüt için ciddi sorunlar yarattı hatta kısa bir süre için dahi olsa Kilis’in Elbeyli kasabasının tam karşısındaki ve IŞİD’in elindeki Ã‡obanbey'e kadar ilerlemelerini saÄŸladı. Kuzey hattında muhalifler ile IŞİD arasındaki çatışmalar hâlâ IŞİD'e büyük bir darbe vuramamış olsa da IŞİD için hayati sorunlar yaratabilir. Bunların başında Türkiye sınırındaki toprakları kaybetmesi halinde dünyayla olan bağının kesilmesi geliyor.

Bölgedeki çatışmaların gidişatı ve grupların performansı, söz konusu bölgedeki muhaliflerin Türkiye'nin desteği olmaksızın IŞİD'e karşı ilerleme şansının olmadığını gösteriyor.

Benzer bir durum Irak için de geçerli. Türk kamuoyunun Aralık 2015'ten beri tanıdığı Musul'un Başika ilçesinde kurulan eğitim kampı, Suriye'deki modelin daha dar bir örneği. Haşdi Vatani adı altında eğitilen ve IŞİD'e karşı savaşması planlanan (son 10 günde bazı çatışmalara da girdiler) yerel güçlerin ve peşmergelerin desteklenmesi, Suriye'deki kadar yoğun ve ciddi olmasa da IŞİD için bir tehdit algısı yaratıyor.

IŞİD'in Türkiye'yi hedef almasının bir diÄŸer nedeni, her ne kadar kabul edilmek istenmese de Türkiye’nin IŞİD için bir eleman toplama, lojistik ve propaganda sahası olması. IŞİD Türkiye'deki ağını korumak ve mümkün olduÄŸunca geniÅŸletmek istiyor.

Serhat Erkmen


Kilis'e atılan roketler, Türkiye-Suriye sınırında muhalifler IŞİD'e karşı yürüttükleri operasyonu yoğunlaştırdıktan sonra arttı. Başika'daki üs bölgesine yönelik saldırılar da eğitim üssünün ortaya çıkması ve Haşdi Vatani'nin Musul'daki kısmi ilerlemesinin hemen sonra yaşandı. Bu paralellikler, saldırılar ile sahadaki gelişmeler arasında birebir ilişkiyi gösteriyor.

Nitekim, 2016'da Suriye'de muhaliflerin baÅŸlattığı operasyondan sonra Gaziantep ve Kilis'e yönelik roket saldırıları ile karakollara yönelik diÄŸer saldırıların sayısı toplamda 15 iken 2015’te bu sayı üçtü. Aralık 2015'ten bu yana gerçekleÅŸen BaÅŸika'ya yönelik saldırıların sayısı ise 5, 2015’te ise herhangi bir saldırı olmamıştı.

Daha dar bir zaman dilimine odaklanılırsa, tablo daha da netleşiyor. Mart ortasında, Halep'in kuzeyinde muhaliflerin başlattığı operasyondan sonra IŞİD, Gaziantep ve Kilis'e toplamda 11 kez roket saldırısı düzenledi, bir kez de İstanbul'da intihar saldırısı gerçekleştirdi.

Dolayısıyla Türkiye'nin Suriye'de desteklediği unsurların IŞİD'le çatışması, Irak'ta ise Haşdi Vatani ve Peşmerge'ye verdiği destek, örgütün gözünde Türkiye'yi savaştığı gruplara doğrudan destek sağlayan bir düşman statüsüne oturttu. Bu nedenle kendi kapasitesi çerçevesinde Türkiye'ye siyasi, toplumsal ve güvenlik açılarından bedel ödetmeye çalışıyor.

IŞİD, Türkiye'de kendisine bir yaşam alanı bulabildiğine inanıyor

IŞİD'in Türkiye'yi hedef almasının bir diÄŸer nedeni, her ne kadar kabul edilmek istenmese de Türkiye’nin IŞİD için bir eleman toplama, lojistik ve propaganda sahası olması. IŞİD Türkiye'deki ağını korumak ve mümkün olduÄŸunca geniÅŸletmek istiyor.

Resmi makamların verdiÄŸi bilgiler Türkiye'den örgüte katılımın arttığını ortaya koyuyor. 1,5 yıl önce 600’lerde olduÄŸu söylenen rakamın[1] son dönemde 1300’lere çıktığı anlaşılıyor.[2]

Ayrıca son dönemde gerçekleştirilen intihar saldırılarının bazılarının faillerinin ya da eylem yapmadan yakalanan IŞİD üyelerinin kimilerinin yabancı olması dikkat çekici.

19 Nisan'da İçiÅŸleri Bakanı Efkan Ala, Türkiye'de IŞİD üyesi olmaktan bin 77'si yabancı uyruklu 4 bin 734 kiÅŸinin gözaltına alındığını, 514’ü yabancı bin 416 kiÅŸinin tutuklandığını açıkladı. Bu kiÅŸilerin bin 80'i %23'ü 2016’da yani 3,5 ayda ele geçirilmiÅŸ. (Bu rakamların sadece IŞİD'i mi yoksa diÄŸer El Kaide kökenli örgütleri de kapsayıp kapsamadığı bilinmiyor.)

Resmi verilerle birlikte açık kaynak bilgileri de derlendiÄŸinde, Türkiye'de Suruç saldırısından sonra IŞİD’e yönelik operasyon sayısının katlandığı anlaşılıyor. Bu durum, 2014’ten Suruç saldırısına kadar Türkiye'ye yönelik (içeride ve dışarıda tüm farklı eylem biçimlerinde) 10 farklı eylem yapan IŞİD'in, Temmuz 2015'ten itibaren 26 eylem yapmasını açıklayan nedenlerden birisi olabilir.

IŞİD’e katılıma vurulan darbenin önemi, Türkiye'nin IŞİD için lojistik bir alan olmasında da gizli. Zira örgüt dış dünyayla baÄŸlantısını Türkiye'den saÄŸladığı geçiÅŸlerle yürütüyor. Yakın zamana kadar örgüte dünyadan katılım trafiÄŸinin baÅŸlıca güzergâhı Türkiye idi, bu bilgi sınırımızda yakalanan binlerce kiÅŸiden de anlaşılabilir. IŞİD'e katılımların engellenmesi konusunda alınan tedbirler, örgütün Türkiye'ye olan tepkisini artırmış olabilir.

IŞİD’in Türkiye'deki eylemlerinin analizi

Yukarıdaki ana hedefleri çerçevesinde IŞİD'in Türkiye'ye yönelik eylemleri iki başlık altında incelenebilir: Türkiye topraklarındaki saldırılar ve Türkiye toprakları dışında Türk hedeflerine yönelik saldırılar ve tehditler.

IŞİD'in şu ana kadar Türkiye topraklarında yaptığı saldırılar beş farklı biçimde görüldü: İntihar saldırıları, sınırdaki çatışmalara misilleme amaçlı roket saldırıları, sınır baskınları, suikastlar ve güvenlik güçleriyle çatışma. Türkiye dışında Türk hedeflerine yönelik eylemlerini ise doğrudan çatışma, baskın, kuşatma ve rehin alma olarak tanımlamak mümkün.

Peki, IŞİD tüm bu eylemlerle neyi hedefliyor?

IŞİD Türkiye'deki gücünün ve etki kapasitesinin farkında. Bu nedenle uzun vadeli bir stratejik yaklaşımdan ziyade dönemsel ve pratik sorunları üzerinden Türkiye'de terörist eylemler gerçekleştiriyor.

Son dönemde yapılan operasyonlarda, eylem hazırlığındaki IŞİD hücrelerinin hedeflerini dikkatle seçtikleri, özellikle Aralık ayından itibaren sembolik eylemlere ağırlık verdikleri ve eylemlerin kendi başına hareket eden, yalnız kurt olarak nitelendirilebilecek küçük hücre ya da kişilerden ziyade merkezle ilişkisi güçlü yönlendiriciler aracılığıyla planlandığı anlaşılıyor.

Genel kanının aksine, Türkiye'deki iç siyasi dengeleri yakından izleyen örgütün Mayıs-Kasım 2015 arasındaki eylem tercihleri, doğrudan Türkiye'deki siyasi süreç üzerinde beklentileriyle ilişkiliydi.

Serhat Erkmen


Saldırıların amacı ne?

İlk amaçlarının, Türkiye'yi koalisyondan uzak tutmak ve kendi üzerlerindeki baskıyı azaltmak olduğu söylenebilir. IŞİD için Türkiye'nin koalisyonda yer alması, diğer ülkelerin varlığından çok daha anlamlı zira diğer ülkelerin Türkiye gibi onunla bir kara sınırı yok.

Türkiye'nin koalisyona üs saÄŸlaması ve sınır kontrollerini en üst düzeye çıkarması, örgüt üzerinde hem askeri hem ağır bir mali baskı yaratıyor. Bu nedenle, Türkiye'ye yönelik ilk eylemlerini (2014) “onun doÄŸrudan tepkisini üstüne çekmiyorken, elini kolunu baÄŸlamak” üzerine kurgulayan örgütün ÅŸartlar deÄŸiÅŸince strateji deÄŸiÅŸikliÄŸine gittiÄŸi görülüyor.

Genel kanının aksine, Türkiye'deki iç siyasi dengeleri yakından izleyen örgütün Mayıs-Kasım 2015 arasındaki eylem tercihleri, doÄŸrudan Türkiye'deki siyasi süreç üzerinde beklentileriyle iliÅŸkiliydi. IŞİD'in yayın organlarında Türkiye üzerine yapılan çözümlemeler, örgütün Türkiye'yi ne kadar iyi tanıdığını ortaya koyuyor. Ancak Türkiye'deki iç siyasi atmosfere bakarak, Türk dış politikasını etkilemeye çalışmak ilk kez IŞİD tarafından denenmiÅŸ bir yöntem deÄŸil. 2004 Madrid saldırısının Ä°spanya'da seçim üzerine yaptığı etki ve sonunda Ä°spanya'nın Irak'tan çekilmesi, El Kaide çizgisi açısından son derece öğretici olmuÅŸtu. Dolayısıyla, “bunlar bu tür örgütlerin kapasitesini aÅŸan deÄŸerlendirmelerdir” ÅŸeklindeki yaklaşımların yakın geçmiÅŸteki diÄŸer örnekleri incelemesi yerinde olacak.

Özetle IŞİD, Türkiye'de mevcut hassasiyete yönelik eylemler düzenliyor. Bu hassasiyet, ülkede artan PKK terörünün çözümünün öncelikli olması ve dış politikada maceracı tutumun yerini öncelikle iç güvenliği sağlayacak tedbirlerin alması şeklinde tanımlanabilir. Örgüt, bu hassasiyeti artırarak Türkiye'nin kendi üzerinde kurduğu baskıyı hafifletememesi halinde, artan roket saldırılarıyla Türkiye'yi sınır ötesi bir müdahaleye çekmek isteyebilir; bu gerçekleşirse, Türkiye'yi koalisyondan koparmayı da başarabilir.

IŞİD’in son dönemde artan saldırılarının diÄŸer bir açıklaması da, Türkiye'ye misilleme yoluyla caydırma yönteminin iÅŸe yarayacağına iliÅŸkin düşünceleri. Musul ve Süleyman Åžah'ta iki kez Türkiye'ye yönelik ciddi tehdit üreten örgüt, Türkiye'nin her iki olayda da tırmandırmama siyaseti izlememesinden gelecekte de izlemeyeceÄŸi sonucunu çıkarmış olabilir. Özellikle, IŞİD, iç güvenlik operasyonlarının sürdüğü ÅŸu aÅŸamada askeri anlamda riskli bir sınır ötesi operasyondan ziyade Türkiye'nin çatışmanın seviyesini düşüreceÄŸine inanıyorsa, gerek roket saldırıları gerekse intihar eylemleriyle kendisine yönelik baskının azalmasını bekleyebilir.

Kasım 2015’de Rus uçağının düşürülmesinden sonra Türkiye'nin sınır bölgesinde hava kuvvetlerini kullanmada yaÅŸadığı sorunlar sonucu örgüt kendisini “topçu menzili”nin dışında güvende bile hissediyor olabilir. Bu nedenle, gerek roketlerin hedefi olan Kilis'te gerekse daha geniÅŸ çapta IŞİD, Türkiye'ye “bana karşı hamlelerini devam ettirirsen, tırmandırma siyaseti izleyeceÄŸim” mesajı göndermeye çalışıyor olabilir.

Bir diğer amaç ise, propaganda yoluyla Türkiye'den ve dünyadan eleman temin etmeyi sürdürmek. Örgütün Türkiye'deki yabancılara yönelmesi ona iki açıdan propaganda malzemesi sağlıyor: Türkiye gibi dünyanın gözü önündeki bir ülkede sık aralıklarla eylem yaparak varlığını duyurabilmek ve Ekimdeki kitlesel terör eylemi sonrası daha sembolik hedeflere yönelerek propaganda değişimi.

Aralık 2015’te Ankara'da yakalanan ve yılbaşı kutlamalarına yönelik eylem yapacağı açıklanan teröristlerin eylemi, Türkiye'deki bazı radikal çevreler açısından önemliydi. Propaganda deÄŸeri açısından daha önemlisi, Türkiye'deki yabancı temsilciliklere yönelik giriÅŸimlerdi. Aralık 2015’te ABD KonsolosluÄŸu’na yönelik saldırı engellendi, ardında birkaç kez daha ABD ve Almanya konsolosluklarına yönelen eylemciler önlendi. Örgüt, iyi korunan bu hedeflere yönelik eylemlerdeki baÅŸarısızlığını aynı ülke vatandaÅŸlarını yumuÅŸak hedeflerde seçerek telafi etme yoluna gitti. Özellikle son saldırıda hedef alınanların Ä°srail vatandaşı (bazıları aynı zamanda ABD ve hatta Ä°ran vatandaşı) olması örgüt için eylemlerin propaganda deÄŸerini artırıyor.

Diğer yandan El Kaide'nin de IŞİD'in de yıllardır ses getiren eylemler yapmayı denediği ama başarılı olamadığı Almanya'ya yönelik hedefine Türkiye'deki Alman turistler (benzer bir şeyi 2002'de Tunus'ta El Kaide yapmıştı); İsrail'e yönelik eylemi ise İsrail vatandaşları üzerinden ulaşması da, ilgili camiada sanılanın üstünde bir ses getirdi.

Özetle, IŞİD Türkiye'yi varlığını sürdürebilmek açısından hayati bir saha olarak görüyor. Örgütün karşılaştığı sorunlar ve bu sorunlarla başa çıkma biçimi konusundaki tecrübe ve inançları dikkate alındığında, önümüzdeki günlerde eylemlerinde artış olması şaşırtıcı olmaz.

 


[1] Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu: Türkiye'den 600 kiÅŸi IŞİD'e destek amaçlı katıldı, Hürriyet 25 Kasım 2014,http://www.hurriyet.com.tr/mevlut-cavusoglu-turkiyeden-600-kisi-iside-de...

[2] Türkiye'den IŞİD'e 1300, PYD'ye ise 1500 kiÅŸi katıldı, 31 Temmuz 2015,http://t24.com.tr/haber/turkiyeden-iside-1300-pydye-ise-1500-kisi-katild...

 

Doç. Dr. Serhat Erkmen

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.